ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > Türk Ticaret Kanunu Tasarısının 6. bölümü hakkındaki konuşmam

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri;

96 sıra sayılı Türk Ticaret Kanunu Tasarısının 6. bölümü hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum, bu vesile hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar

Bu tasarı gerçekten ticaret hayatımız açısından ve ona bağlı olarak istihdam sağlama yönünden elbette oldukça önemlidir.

Ancak uzun yıllar meclisimizde beklemesine ve 9 yıla yaklaşan tek başına AKP iktidarının hiçbir bahanesi olmamasına rağmen, maalesef bu zamana kadar çıkartılamamış ve bize göre AKP iktidarının vizyonsuzluğuna adeta kurban edilmiştir.

Çok büyük bir kesimi doğrudan ilgilendiren, ancak AKP hükümetinin kendi siyasi rantını düşünmekten dolayı bir türlü meclis gündemine getirilmeyen bu tasarı, MHP’nin pek çok kez ortaya koyduğu, sorumlu muhalefet anlayışı çerçevesinde toplumumuzun değişen ve gelişen ihtiyaçları dikkate alınarak ortaya koyduğu uzlaşma anlayışı neticesinde bugün meclisimizden çıkartılarak kanunlaşma noktasına getirilmiş bulunmaktadır.

Sayın Milletvekilleri

Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bu tasarıyı gerçekten önemsiyoruz.

Pek çok eksikliğine, ilerde uygulamada çıkması muhtemel olacak pek çok sıkıntısına ve milletvekilleri olarak hiç inceleme şansımız olmamasına mukabil, yine de Ticaret hayatımıza günün gelişen şartlarına uygun olarak önemli bir başlangıç yapacağına inanmaktayız.

Benden önce konuşan birçok milletvekili arkadaşımızın da belirttiği gibi, bu tasarı özellikle bu dönem seçilen milletvekillerimizin bırakınız inceleyip anlamasını, şöyle bir göz gezdirmesine dahi imkân vermeyecek şekilde plansız ve hazırlıksız olarak adeta yumurtanın kapıya dayandığı bir noktada çok acele olarak bugün bir kez daha genel kurul gündemine alınmış bulunmaktadır.

Elbette ki bizlerde bu tasarıya emek veren hocalarımızın ve diğer uzman arkadaşlarımızın emeklerine ve mesailerine saygı duymaktayız.

Ama kanunların millet adına çıkarıldığı yer, eğer T.B.M.M ise, o zaman bu meclisin saygıdeğer üyelerinin, en azından 1500 küsur maddelik bu kanun tasarısına, hiç olmaz ise ana ve tali komisyonlarda aşina olmasına müsaade edilmeliydi…

Ve en azından bu kanun tasarısına, ticaretin ve sanayinin içerisinden süzülerek gelen ve her biri pratikte pek çok ticari sıkıntıyı yaşamış ve atlatmış olan sanayi ve ticaret komisyonumuzun başkan ve üyelerinin de tartışmasına ve katkı koymasına imkân verilmeliydi diye düşünmekteyiz.

Ancak ne yazık ki, devasa bir ticaret kanununu temel yasa olarak çıkartıyoruz, fakat belki de en fazla inceleyip tartışması gereken ve adı da sanayi ve ticaret komisyonu olan komisyonumuzun kapısının önünden bile bu tasarıyı geçirtmiyoruz.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu anlayış ve tavır gerçektende doğru bir anlayış, düzgün bir tavır ve olumlu bir yaklaşım değildir.

Öncelikle bu anlayışı ve tavrı yadırgadığımızı, kınadığımızı buradan ifade etmek istiyorum.

Son 2–3 üç gündür büyük bir hızla bu meclisten çıkartılan borçlar, hukuk muhakemeleri, tebligatlar ile ilgili kanunlarda da benzer bir durum söz konusudur ve maalesef kabul etmek gerekir ki, bu kanunlarda, müzakere dahi edilemeden yüce meclisimizden onay alınarak çıkarılmıştır.

Bu yüzden meclisimizden adeta jet hızıyla çıkan bu temel kanunların neticelenmesini olumlu kabul etmekle birlikte, ileride uygulamada pek çok eksikliğin meydana geleceğini peşinen kabul edip önümüzdeki dönemlerde ticari hayatımızda çıkabilecek aksaklıklara da hazırlıklı olmak lazım geldiğini hatırlatmakta fayda görüyorum.

Diğer yandan özel hukuka ilişkin değişiklikler, toplumda ve medyada fazlaca ilgi görmediğinden kamuoyu, bu tasarı hakkında hiçbir şey bilmemekte ve ticaret erbabının önemli bir kısmı kendi canıyla uğraştığından bu tasarı ile pek ilgilenmemektedir.

Dolayısı ile bu tasarının pratik hayatta hangi sıkıntı ve açmazlara sebebiyet vereceği de çok tahmin edilememektedir.

Bu yüzden de mevcut düzenlemelerden daha geriye gidilme tehlikesinin endişeleri de yaşanmaktadır.


Değerli Arkadaşlar,

Unutulmamalıdır ki, Türk Ticaret Kanunu değişikliğine, gereken önem ve özen gösterilmediğinde, zaten son 8 yıldır inim inim inleyen esnafımız, işçimiz, sanayicimiz, çiftçimiz ve diğer kesimlerimiz üzerinde, çok daha büyük ekonomik sıkıntılara yol açabilecek bir süreç meydana gelebilecektir.

Yine unutulmamalıdır ki, yapılacak hatalar, Türk Müteşebbisinin uluslar arası rekabet gücünü zayıflatabilecektir.

Dolayısı ile ekonominin tamamını ilgilendiren bir kanun sadece web sitesi açma mecburiyeti veya zaten mümkün olmayan otobüste tavuk taşıma konuları gibi maddeleri ile tanınıp popüler olmamalıdır.

Çünkü bu tasarının; Bankacılığa etkileri, Sermaye Piyasasına etkileri, Borsa ve sigortacılığa etkileri ile Dış Ticaret ve Enerji Piyasasına etkileri ne yazık ki pek tartışılmamaktadır.

İş dünyası tasarıyı eline alıp, kendilerine etkisinin neler olacağını da çok incelememiştir.

160 yıllık ticaret kanunu uygulamasından elde edilen birikim ile toplumsal ihtiyaçlar bize göre tam manasıyla tespit edilmemiştir.

Mesela bilindiği gibi şirketler, çoğunlukla kişilerin borçlarını ödemekten kurtulmalarında bir araç olarak kullanılmaktadır.

Böyle olunca da birçok müteşebbis, asıl borçlu karşısında olduğu halde alacağını tahsil edememektedir.

Tasarıda bu gibi aksaklıklara yönelik bir çözüm görebildiğimiz kadarıyla öngörülmüş değildir.

Yine bono ve çeklerin ödenmesine ilişkin etkin ve caydırıcı tedbirler alınmış değildir.

Çok uzun yıllar boyu uygulamadan edinilen birikim ve deneyimler neticesinde, şirket ve firmalarımız, gerek vergi, gerek yönetim ve temsil ve gerekse tutulması icap eden defter ve kayıtlar bakımından karmaşık ve kendi başlarına halledemedikleri usul ve işlemlere muhatap olmaktan şikâyetçidirler.

Hâlbuki bu tasarı ile bu tip şikâyetlerin giderilmesi ve işlemlerin sadeleştirilmesi gerekirken, aksine firma ve şirketlere getirilen internet ve web sayfası gibi mecburiyetler, teşebbüs sahiplerinin kendi başlarına içinden çıkamayacakları yeni yükümlülükler getirmektedir.

Bütün bunların hepsi ayrı ve ilave masraflardır,

Bunları bir imkân, teknolojik kolaylık ve yenilik olarak öngörmek başka, bir mecburiyet olarak öngörmek ise bambaşka bir şeydir.

İmkân ve fırsat olarak öngörülmesi ne kadar isabetli ise, mecburiyet olarak öngörülmesi bir o kadar isabetsiz ve hukuksuzdur.

Üstelik tasarıda bu yeni yükümlülüklerdeki hatalar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır ki, bunu kabul etmek mümkün değildir.

Sonuç olarak bu kanun tasarısı, değerli bir öğretim üyemizin oluşturduğu dar bir kadro tarafından hazırlanan, toplumun ve toplumun temsilcilerinin düşünce ve beklentilerini tam olarak karşılayamayan ve özetle ticaret sektörü ile bütünleşemeyen bir tasarı izlenimini vermektedir.


Dolayısı ile bugün 9 yıla yaklaşan AKP iktidarları döneminde ekonomik krizlerle hazan yaprakları gibi ülke coğrafyasının dört bir yanına savrulmuş olan reel sektör temsilci ve çalışanlarına belki de ilave hiçbir katkı sağlayamayacaktır.

Sağlayamayacağı gibi özetlemeye çalıştığımız eksik ve karmaşık yapısından dolayı bunca yıldır kazanılan pek çok avantaj ve birikimleri de zafiyete uğratabileceği şüpheleri halen tam manası ile giderilebilmiş değildir.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

9 yıla yaklaşan AKP iktidarının bir türlü görmediği pek çok acı hadiseler bugün hepimizin karşısında durmaktadır ve acil çözüm beklemektedir.

Yasama organı elbette ihtiyaçlar çerçevesinde yasa ve değişiklikleri yapacaktır.

Ancak bunları yaparken bu ülkede 30 milyon insanın açlık ve yoksulluktan kıvrandığını, işsizliğin kol gezdiğini, fabrikaların bir bir kapandığını, esnafın önemli bir kısmının siftah yapmadan kepenk indirdiğini de görecektir.

Dolayısı ile bugün hepimizin, yüzlerce insana iş ve aş kapısı olan tesislerin, bir anda kapandığını, nice başarılı şirketlerin iflas ettiğini, çekleri dönen, senetleri ödenmeyen nice işadamının, ticaret erbabının iflas ederek intihar ettiğini, toplumun adeta cinnet geçirdiğini görmezden mi gelmesi gerekiyor?

Yoksa bütün bu acı gerçekler karşısında, tıpkı iktidar temsilcilerinin yaptığı gibi, artan yeşil kart ve yardım paketlerinin sayısıyla övünmesi ve bunlarla kendini kandırması mı gerekiyor?

Elbette sosyal devlet vatandaşını mağdur etmeyecek, etmemelidir de…

Bu yardımlar mutlak surette yapılmalı, daha da artırılmalı, aç ve açıkta hiç kimse bırakılmamalıdır.

Ama bu tür sosyal yardımlar, vatandaşımızın onurunu incitmeden, sadece seçim hesaplarıyla değil, samimiyetle yapılmalıdır.

İşsiz sayısını, aç insan sayısını, yoksul sayısını artırıp sonra da onlara, ‘bak ben sana yardım yapıyorum” mantığıyla, nereye kadar gideceğiz değerli arkadaşlar?

“80 yılda yapılmayanı 8 yılda yaptık” diye böbürlenen bir siyasi anlayışa şimdi buradan soruyorum: TEKEL’i, Tüpraş’ı, Türk Telekom’u, limanları, şeker fabrikalarını, kâğıt fabrikalarını, derede akan suları ve daha nice ülke kaynaklarını babalar gibi sattınız.

Yaklaşık 50 milyar doları kasaya koydunuz ve üstüne ülkemizin borcunu iki katına çıkarıp 300 milyar da ilave borç yaptınız.

Peki, bu kadar satışa, borca rağmen yerine bir yeni TEKEL, bir yeni Türk Telekom, bir yeni Tüpraş, şeker fabrikası koyabildiniz mi?

Dolayısıyla değerli arkadaşlar;

Ekonominin, ticaretin yeni ihtiyaçlarını dikkate almalıyız, vatandaşımızın yeni ihtiyaç duyduğu değişiklikleri mutlaka yapmalıyız.

Fakat Halkımızın açlık, yoksulluk ve yokluk içinde bulunmasından rahatsızlık duymayan, aksine oluşturulan bu alanları yeni istismar kapısı olarak gören bir anlayışı kabul etmiyoruz.

Netice itibari ile üretmeden tüketen, tüketerek borçlanan ve borçlarını da elde avuçta ne var ne yok satarak ödemeye çalışan bir anlayışla, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisini yönetmeye, ticaretini yönlendirmeye çalışırsanız bu ve benzeri kanun teklif ve tasarıları ile hiçbir yere varamazsınız.

Varamadığınız gibi, acele ve baştan savma bir şekilde temel yasa olduğunu iddia ettiğiniz bu kanun tasarıları gibi, pek çok tasarı ve teklifleri daha kanunlaşmadan veya yürürlüğe girmeden değiştirmek zorunda kalabilirsiniz.

Sözlerimi tamamlarken toplumumuzun temel kazanç ve kalkınması ile ilgili bu ve benzer temel kanun tasarılarının çok daha titiz ve kontrollü bir şekilde Yüce Meclisimizin bu kutsal çatısının altında aceleye getirilmeden ve uzun yıllar değişiklik ihtiyacı olmadan görüşülerek kanunlaşmasını temenni ediyorum.

Ve her şeye rağmen bu kanunun hayırlı olmasını diliyor hepinize saygılar sunuyorum.

,